Bazen, gerçekleşmesi imkânsıza yakın hayaller kurarız. O an için hayallerimiz o kadar uçuk gelir ki, olmayacağına kendimizi inandırmışızdır. Hayalleri olmayan insan sıradanlaşır ve kendisini ayağa kaldıracak kinetiğini çoktan tüketmiştir. Oysa bedeninde sahip olduğu potansiyel, onu hayallerinin de ötesine götürecek güce sahiptir. Bir işe başlamak, bitirmenin yarısıdır. Vasıfsızca beklemenin mükafatı elbette ki başarı olamaz.
Zaman geçip de, bedenimiz yerçekimine yenik düştüğünde “keşke...“ ile başlayan cümleler kurmak istemiyorsak, nabzımız hâlâ normal değerlerinde seyrederken ayağa kalkmalıyız. Biraz çaba, biraz istek, biraz merak... Biz ağaca çıkmak için yıldızları hedeflemeliyiz. Bunun için de yıldız kaymasını beklememeliyiz. Çıkış yolları üretmeli, bunları uygulamalıyız. Bir çok denemenin ardından neler yapabileceğimizi ve hayallerimize adım adım yaklaştığımızı anlayacağız.
Samuel Beckett'in çok sevdiğim bir sözü vardır. “Hep denedin, hep yenildin. Olsun, yine dene, yine yenil. Daha iyi yenil!“ Bu söz sizi ayağa kaldıracak kudrete sahiptir. Bunun sonucunda, hiç ummadığımız, sadece “hayal“ adı verdiğimiz olasılıklar bize "gerçek" olarak dönüş yapacaktır.
Hayatınızın sürücüsü siz olun ve dönüşlerinizi gerçekleştirin.
0 yorum:
Yorum Gönder